Tren ile İskoçya Seyahati

Uzun yıllar düşünüp her seferinde son anda vazgeçtikten sonra sonunda Temmuz ayında üç günlük kısa bir gezi için İskoçya’ya seyahat edebiliyorum. İskoçya bana özellikle dağları ve hiç sonlanmayan doğa manzaraları ile bir çok yönden Alaska’yı anımsatıyor. Tek başına seyahat ettiğim için her zamanki gibi ulaşım aracı tercihim trenden yana oluyor. Normalde İngiltere ve İskoçya’da tren biletleri ürkütücü derecede pahalı olmakla birlikte, her iki ülke için de sunulan tren kartını alırsanız, seyahat masraflarınız ciddi ölçüde azalıyor. Kendi seyahat sürenize ve ziyaret edeceğiniz bölgelere uygun tren kartlarını önceden temin edebilirsiniz. Seyahatimin ilk ayağı Londra’dan hızlı trenle dört saatlik Glasgow yolculuğu ile başlıyor. Glasgow’da çok az kalabilmeme rağmen, şehir oldukça ilgi çekici gözüküyor. Glasgow’da kaldığım Abode Otel yaklaşık 80 Dolarlık gecelik ücreti ve şu ana kadar kalmış olduğum en büyük odalardan birisini sunması da dikkate alınınca beni oldukça mutlu ediyor. Otelin içinde yer alan eski stil kafesli asansör de otele ayrı bir hava katıyor. Ertesi sabah Dünya’nın en güzel tren seyahatlerinden birisi olduğu iddia edilen Glasgow – Mallaig hattındaki ilk ayak olan Glasgow – Fort William ayağını gerçekleştiriyorum. İskoçya’da trenler İsviçre ve Fransa gibi kimi Avrupa ülkelerindeki trenlerin sunduğu imkanları sunmuyor – mesela trenlerde restoran veya kafe vagonu yok. Bu nedenle seyahate başlamadan önce kendi yemek ve içeceğinizi yanınıza almanızı öneririm. Bunun dışında trenler temiz ve zamanında hareket ediyor.

Fort William’dan Glencoe’ya

Fort William orta boyutta ve bir çok konuk evi ve restoran barındıran bir kasaba. Fort William’daki ilk gecemde Brevins Konuk Evinde, ikinci gecemde ise Valtos Konuk Evinde kalıyorum. Brevins daha modern bir dekorasyon içerirken, Valtos ise tam eski İngiliz stilini yansıtıyor. Valtos’da Brevin’den farklı olarak tek yataklı odalar da olduğu için, eğer tek seyahat ediyorsanız ücreti yarı yarıya kısabilmenize olanak veriyor. Yazın seyahat ediyorsanız, size muhakkak önceden hem otel hem de yemek rezervasyonlarınızı yapmanızı öneririm. Ben tek kişi olmama rağmen yer bulmakta ciddi sıkıntı yaşadım. Fort Williams’ın en çekici özelliği İskoçya’nın en güzel doğalarından birisi sunan Glencoe’ya yakınlığı. İki bölge arasında otobüs seferleri mevcut ve yaklaşık otuz dakika sürüyor. Tahmin edeceğiniz üzere Pazar günleri sefer sayısı azalıyor.

İskoçya – Harry Potter Rotası

Fort William ve Glencoe civarlarında iki gün geçirdikten sonra, bu sefer ünlü Fort William – Mallaig tren hattına biniyorum. Gün boyunca güneşli bir havada seyahat etme şansım oluyor ve Londra dönüşünü de içerecek şekilde o gün on saat süren tren yolculuğunun bir dakikasında bile sıkılmıyorum. Yol boyunca benim izlemediğim ancak Harry Potter filminde yer aldığını bildiğim Glenfinnan Viadüğünden de geçiyoruz. Bu seyahatteki fotoğraflarımı aileme yeni eklenen Fuji X-Pro 2 ile çekiyorum. Normal makinam Canon 5D Mark II’den çok daha hafif olan bu makinadan çok memnunum. Ancak asla ana makineme haksızlık yapmak istemem, biraz daha zayıf olsa, onun benim için yeri her daim ayrı.

İskoçya’dan Londra’ya dönüş tren seyahati de eşsiz İngiliz kırsalı manzaralarıyla oldukça keyifli geçiyor. Bu hatta hızlı tren olarak Virgin Trenleri hizmet veriyor. Yer bulmakta muhtemelen sıkıntı çekmeyecek olsanız da, cam kenarını garanti edebilmeniz için önceden rezervasyon yapmanızı öneririm.